12 Eylül 2010 Pazar

Ballad of Narayama / Narayama-bushi kô (1983)


Narayama dağı köylüler için ruhun ayrıldığı nokta "tanrının katına çıkılan bir mabet" olarak görülür ve her 70 yaşına gelen insan huzur içinde ölümü tatmak için dağın tepelerine "Oğulları" tarafından tahta bir sedire sarılmış şekilde götürülürler.Köydeki insanların yaşamları çok zor ve çetindir. Medeniyetten uzak yaşayan Narayama dağının eteğindeki köyde kız çocuklarının yaşaması çok zordur "çünkü her bir can diğer bir canın yemek hakkını çalar" ve de erkek çocukları da geleneği sürdürmeleri için vardır.Kışın sisli ve puslu soğuğunda dağın eteklerinde iş harici başka uğraşısı olmayan köylüler sürekli olarak karıları veya sevgilileriyle "aşk" yaparlar,bu ilişkilerin sonucunda yeni bir can doğduğu zaman gömülür veya öldürülerek nehir kenarına atılır. Köydeki bu zor şartlarda doğal olarak hırsızlık yapmak en büyük günah ve direk ölüm sebebidir.Bu şartlarda yaşayan köyde Yaşlı Orin 69 yaşına gelmiş ve de hayatın yükünü tek başına omuzlarında tutarak 3 çocuğuna bakmış bir annedir ve artık büyük oğlu Tatsuhei tarafından huzurlu bir ölüm için Narayama ya gitmek üzere planlar yapar.

Imamura’nın güzel manzaraların letafetiyle köylülerin görünürdeki vahşi davranışını dengelemeyi başardığı “ Narayama Türküsü ” yönetmene 1983 Cannes Film Festivali’nde “ En İyi Yönetmen ” dalında Altın Palmiye Ödülü getirmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder