16 Eylül 2010 Perşembe

Die Geschichte vom weinenden Kamel (2003)

Çok farklı bir hayat şekli yaşayan aile, çevreleriyle, doğayla karşılıklı bir uyum içinde, mutlu hayatlar sürdürüyorlar& Onlar, büyükanneyle büyükbabadan, anneyle babadan, çocuklar ve evin hayvanlarından oluşan bir aile...
İlkbahar süresince Gobi Çölü'nde göçebe aileler koyun ve develerin doğumuna yardım ederler. Ve bir deve çok zorlu bir şekilde doğum yapar. Aile doğuma yardımcı olur. Devenin bu zorlu doğumun sonucunda beyaz bir yavrusu olur. Deve büyük bir çaba harcaYasak Kelime doğurduğu yavruyu reddeder. Yavru devenin süt ihtiyacını reddeder. Anne devenin yavrusunu kabul etmesi için defalarca "Deve bebeğinin ağlamasını durdur" diyen Byambasuren Davaa bu durumu hatırlatır.
"Yavru deve ağlamayı bırak, üzülme..."
Anne deve İngen ile yavrusu Botok arasındaki mesafe devam eder, anne İngen yavrusunun ağlamalarına ve bağırışlarına duyarsız kalır...
Sonunda, Bu üzüntüyü nasıl bitireceklerini bulurlar.
Ailenin en büyük oğlu ve kardeşi Agna, müzisyeni getirmek için en yakın kasabaya giderler...
Tek umutları eski dönemlerden beri uygulanan müzik törenidir. Aile, anne ve yavruyu birleştirmek için müzik hocası getirtmeye karar verir. Anne deveye dakikalarca anlamlı müzik ritimleri ile sinyaller verilir. Annenin bebeğine olan duygusunun canlanması ve onu kabullenmesi için.
Hikayeye göre anne deve müzik ile ağlatılabilirse yavrusunu kabullenecektir...

Denir ki, bir deve müzisyenin şarkısını dinleyip de yavrusunu emzirmeye karar verirse eğer, gözyaşı dökermiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder