Henry "Hank" Chinaski, fabrikalarda, depolarda çalışarak hayatını sürdürmeye çalışır. Tek derdi, hayatta en sevdiği şeyleri yapmaktır; yani içmek, at yarışı oynamak, kendisi gibi amaçsız kadınlarla yatıp kalkmak ve en önemlisi, kimsenin yayınlamak istemediği kısa öyküler yazmak. Tipik bir günü, öğlenleri bira, geceleri viski ve sabahları kusmadan ibarettir. Hiçbir işte tutunamaz, dökük, pespaye evlerde kalır, bir barda tanıştığı Jan'e takılır, ondan ayrılır, birkaç anlamsız iş macerasından sonra bu kez Laura ile tanışır, ama bu da sürmez. Çizgisel ve düz bir anlatımdan ziyade kısa anekdotlardan oluşan Factotum, hayatının bir şiir gibi olması için her şeyini tehlikeye atmaktan çekinmeyen bir yazarın karamsarca komik, arada sırada melankolik öyküsüdür. Belki de bu adamı en iyi anlatan, yine Bukowski'nin kendi sözleri: "Bazıları asla delirip kendini kaybetmez. Kimbilir bu insanların ne korkunç hayatları vardır!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder